Foça İsmi Nereden Geliyor? 3 Farklı Teori – 3 Farklı Bakış Açısı

Foça isminin birçok kaynakta farklı yerlerden geldiği düşünülmektedir. Bunların başlıcaları;

  • İlk görüş, adının fok balığından aldığı şeklindedir;

Akdeniz foku (Monachus monachus)fokgiller (Phocidae) familyasından yeryüzünde sadece doğu Akdeniz sahilleri ile Batı Afrika‘nın bir tek sahilinde yaşayan fok türü. Dünyadaki sayısı 400 ü geçmemektedir Dünyada şu anda 33 yüzgeçayak türü vardır. Foça, 1991 yılında Türkiye’de oluşturulan ulusal fok komitesince pilot bölge seçildi. Bu doğrultuda dünya doğa vakfı da WWF fokları korumayı amaçlamaktadır. Komite toplantılarına bilim adamları kadar Foçalı balıkçılar da katılmakta fokların korunmasında aktif rol oynamaktadırlar. Akdeniz foku bir gün içerisinde 60 km. yol alabilecek kadar iyi bir yüzücüdür. Sakinliği seven fokların tercihi sanayileşme, yerleşim ve deniz kirliliği bakımından fazla baskı görmeyen yerlerdir. WWF, Foça Belediyesi ve Özel Çevre Koruma Kurulu iş birliği kapsamında Çevre Bakanlığı’nın mali desteği ile koruma tedbiri başlatılmıştır. Foça’da foklar tarafından kullanılan mağaraların çoğu adalardadır.

Çok zor ve nadir üreyen fokların yaşadığı mağaralara giriş yasaktır. Fokların yoğun olarak görüldüğü siren kayalıklarında tekne ile gezmek, demirlemek, Orak adasında kamp yapmak, avlanmak, deniz ürünleri avlamak ve dalmak yasaklanmıştır. Henry Ford Avrupa Çevre Koruma ödülü 1998 de Foça Pilot Projesinin olmuştur.

Akdeniz Foku
  • İkinci görüş kentin Yunan anakarasından gelen Denizci Phocisliler ( Eski Yunanca; Phokis, Modern Yunanca ; Fokhida ) tarafından kurulduğu yönündedir. Antik metinler; şehrin kökeni, kurumları ve kültleri hakkında çok az bilgi vermektedir. 

Klasik ve Helenistik dönemde Phocis topraklarının büyük bir kısmı Apollon onuruna Parnassus Dağının eteğine Pan Helen Delphi Kutsal Alanının varlığı nedeni ile kutsal kabul edilmiştir.

  • Üçüncü görüş kentin Luvi dilinde sulak yer demek olan “Pa-uwa-ke” den geldiğini, bölgeye sonradan yerleşen Yunanların bunu “Phokaa” olarak dillerine alıp sonuna Yunanca kendi yurdu demek olan “-ia” ekini eklediklerini savunur.
  • Phokai, sözcük olarak Helen dilinde bir anlam taşımamaktadır. Prof. Bilge Umar Luwi dilinde sulak yer anlamındaki “Pauwake” den gelmiş olduğunu ileri sürmektedir. Josef Keil, bu ismin limanın önünde olan ve su yüzüne çıkmış foklara benzediğinden verildiğini ileri sürmüştür.
  • Herodot, Paktolos (Şart çayı) , Phrygios (Kum çayı), Hermos (Gediz Irmağı) ve onlarla birlikte daha az önemli nehirler birleşerek Phokaia’nın yakınından denize döküldüğünü anlatır. 1702’de çizilmiş bir “İzmir körfezi ve yakınları” haritasında, Hermos (Gediz)’un, tıpkı şimdi olduğu gibi, o zaman da Menemen ile Foça arasında denize aktığı görülüyor. Irmak sonradan kendi doldurduğu ova içindeki yatağını değiştirip Menemen yakınında güneye yönelmiş, Karşıyaka’nın batı yanı başından geçerek İzmir körfezi iç bölümünün en dar yerinden akmaya başlamıştır. Irmağın İzmir’i denizden ayıracağı, Menderes’in Latmos körfezi batı yarımını doldurarak geriye kalan doğu yarımında yarattığı Bafa Gölü gibi bir gölün kıyısında bırakacağı anlaşılınca, 1886 yılında Menemen yakınlarında bir kanal kazılıp ırmak eski yatağına çevrildi ve yine Foça’nın güneydoğu yakınında Ege denizine akmaya başladı. Bunlar göz önünde tutulunca, yörenin adının Luwi’ler çağında Pa-uwa-ka “akarsuyu bol yer” olduğunu ve Helenlerin Pauwaka adını, Phokaa söyleyişiyle, sonunu da “kendi yurdu” anlamına gelen “ia” yı ekleyerek Phokaia (Phoko yurdu) anlamında kullandığını görüyoruz.
  •  (Anadolu’nun Hitit öncesi tarihi henüz tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte 1906’da Hititlerin antik başkenti Hattuşaş‘ta bulunan çivi yazılarının çözülmesiyle Anadolu’ya yapılan Yunan göçünden çok daha önce bu topraklarda Anadolu’nun yerlileri sayılabilecek Luvilerin yaşadığı ortaya çıkmıştır.Hititlerin çivi yazılı belgelerinde bu halktan Luvian / Luvili olarak söz edilmektedir. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Hititlerin çivi yazısının unutulmuş olmasına karşın Luvice, yazısı biraz değişikliğe uğramakla birlikte Anadolu‘da varlığını sürdürmüştür. Pelasgların konuştuğu Pelasgus (Pelasgos) adı verilen dilden kalma tarihsel adların Luvi dili temeline dayandığı ortaya çıkmıştır.)
Luvilerin Anadolu’daki yerleşim alanları.

Diğer yazılarımız için aşağıdaki kategorilere bakabilirsiniz;