Foça Evlerinin Mimari Ögeleri

Eski Dokunun Yoğun Bulunduğu Alanlar 

Foça’da eski doku, genel olarak olarak tüm yerleşim alanını kaplar. Özellikle kale içi denen yarımada üzerinde, kent merkezi ile çevresinde, küçük deniz sahil bandında ve daha az yoğun olarak büyü kdeniz sahil bandında bu doku göze çarpmaktadır.  

Ancak doku, yeni yerleşimlere özgün halinden çok şey yitirmiştir. Genel bütünlüğü bozmuş olsa da alınan sit kararları ve yaşayanların bilinçlenmesi sayesinde elde kalanlar yaşatılmaya, korunmaya çalışılmaktadır.

Özellikle kale içi bölgesi bir zamanlar dokunun en yoğun olduğu bölge olmasına karşın günümüzde yoğunluk oldukça düşmüştür. Yarımadanın kıyıya ve ana caddeye cephe veren kısmları ile batısındaki konut dokusu dışında fiziki bozulmalar ve yıkılmalar söz konusudur. Kalenin, Büyükdeniz Liman’ına bakan yöresinde idari ve resmi yapıların arka kısmındaki küçük bölgede bulunan eski doku, yoğunluğu ve çevresel değerleri açısından arkeolojik ve kentsel sit değeri de taşımaktadır.  

Yoğunluğu ve çevre değerleri açısından kent içindeki bir diğer eski doku örneği, kent merkezi ile çevresinde ve küçükdeniz sahil bandında bulunmaktadır. Bu alanlarda; niteliğini korduğu tespit edilmiş yapılar, cephesi ve malzemesi ile korunması gerekli sokaklar, meydancıklar önemli bir yoğunluk göstermektedir. 

Eski Dokuda Yerleşme Düzeni 

Eski dokuda görülen en karakteristik yerleşme düzeni, binanın yeri ve işlevi ne olursa olsun parsel üzerinde ön bahçesiz ve genelde bitişik nizam olmasıdır. Binaların cepheleri doğrudan sokağa bakmaktadır. Ancak sonradan yapılmuş olan ikincil konutların bir kısmı bahçe içinde ve ayrık nizamdadır.

Binalar yöre halkının da yaşam şekline ışık tutmaktadır. Binaların dışa dönük yapısından anlaşılacağı gib halkın sosyal yaşamı da dışa dönüktür. Binalara sokak üzerinden içerikli veya düz birkaç basamakla girilmektedir. Düz merdivensiz girişler oldukça az sayıdadır. 

Kale bölgesindeki organik yol yapısına karşın, diğer bölgelerde yol dokusu birbirini dik kesen sokaklardan oluşur. Özellikle küçükdeniz sahil boyunda, sahil caddesine dik inen sokaklar önem kazanır.  

Eski Dokuda Binaların Boyutları ve Fiziki Özellikleri 

Eski dokuda binaların tümü veya iki katlıdır. Tek katlı olanlarda genelde bir bodrum mevcuttur. Yüksek tavanlı tek katlı binalarda bodrum katın ayrı bir girişi vardır. Bu giriş genelde ön cephededir. Daha alçak tavanlı olanlarda ise bodrum girişi bina içindedir. Tek katlı binalarda genellikle cephe yüksekliği 4m-4.5m ile sınırlıdır.  

İki katlı binalar genelde yüksek tavanlıdır. Birkaçı dışında bodrum katı görülmemektedir. Bina yükseklikleri 7m-8m arasında değişmektedir.  

Foça evleri, kesme ve moloz taştan yığma yapı tekniği ile yapılmıştır. Genelde duvarların iki tarafı ve ön cephe kesme taştan yapılıp, ortası moloz taş ile örtülmüştür. Arka ve yan cephelerde de moloz taş kullanılmıştır. Duvarlar genellikle sıvasızdır. Yer yer kesme taşla karışık tuğla örgüsü görülmektedir.  

Foça Kent Dokusunun Özellikleri 

Foça’da eski dokuda binalar çoğunlukla sokağa cephe verirler. Açıklıkların hemen tümü ön ve arka cephededir. Köşe binalarında her iki cephede de açıklık olmasına karşın yan açıklıklar oldukça zayıftır. 

Sokaklar dar, parke döşemeli ve 0.50 – 1.0m arasında dar kaldırımlıdır. Bu özellikler merkezde daha yoğun olarak görülmektedir.  

Sokaklar kale bölgesi hariç birbilerini dik olarak keserler. Sokağa katkısı olan en önemli cephe elemanları bina yükseklikleri, cephe açıklıkları, bahçe duvarları ve yer bulunan ağaçlardır.  

Genellikle tek ve iki katlı bitişik nizamlı yapılar, kesme taş kullanılmış, lentolu veya kemerli açıklıklar, içerikli basamaklı girişler, ön cephenin iki yanındaki şaşırtılmış kesme taş süslemeler korunması gerekli olan ve cephe düzeninin oluşturan elemanlardır. 

Mimarı Cephe Elemanları 

Konut olarka kullanılan tek katlı binalarda genellikle üç çeşit cephe düzeni görülmektedir.  

  1. Kapı bir tarafta, iki pencere diğer taraftadır. Normal pencerelerin altında daima simetrik olmamakla beraber iki küçük bodrum penceresi bulunmaktadır. Giriş genellikle yüksek tavanlı, kemerli ve birkaç basamaklıdır. 
  1. Kemerli veya düz lentolu kapı ortadadır. Pencereler kapının her iki yanındadır. Bu tip iki ya da dört penceli yapılare için de geçerlidir. Özellikle dört penceereli tiplerde pencerelerde kepenk bulunmaktadır . 
  1. Üçlü pencere düzeninde ise iki pencere kapının bir yanında, diğer pencere ise aksi yandadır.  

Konut olarak kullanılan iki katlı binalarda da üç çeşit düzen hakimdir. 

1) Alt katta kapı ortada, Pencereler simetrik olarak yanlarındadır. Üst katta ise üç ya da dört pencere vardır. 

2) Alt katta kapı bir yanda, pencereler diğer yandadır. Üst katlarda yine üç ya da dört pencere bulunmaktadır . 

3) Bazı yapılarda üst kat girişi yapının ön cephesinde yer alabilmektedir. Bu giriş ana kapıyla yan yana olabildiği gibi, aralarında bir ya da iki açıklık olacak şekilde de olabilir. 

Genel olarak açıklıkların üst üste getirilmesi zorunlu değildir. Alt kat pencereleri genellikle demir kepenklidir. Üst Katlarda ise yine demir ya da ahşap olabilmektedir. Az sayıda konutta üst katta iki pencere arasında demir veya taş konsol üzerinde duran balkon vardır. 

İş yeri olarak kullanılan yapılar tek veya iki katlıdır. Alt katlarda yüksek kemerli kapı ortadadır. Yanlarda vitrin olarak kullanılan geniş pencereler vardır. Pencereler demir kepenklidir. Üst katta konutlarda olduğu gibi pencereler vardır. Zaten genelde üst katlar konut olarak kullanılmıştır.  

Kapılar 

Genellikle kesme taştan yapılmıştır. Lentolu ya da kemerlidir. Lentolu olan kapılarda iki kat lento arasında işlemeli ışıklık vardır. Lentonun alt kenarlarında profili taş sütunlar vardır. Kapılar ahşap doğramalıdır. Doğrama aralarında demir süslemeler görülebilmektedir.  

Kemerli kapıların boyları daha yüksektir. Çoğu zaman birinci kat yüksekliğine kadar çıkarlar.  

İçerikli olan kapılar yüksek tavanlıdır. Birkaç basamakla girilmektedir. Kemerin altındaki kapı yine çift lentoludur. Kemerli kapıların ikinci lentosu da kemerlidir. Tek katlı yapılarda düz lentolu küçük bir de bodrum kapısı vardır.  

Pencereler 

Foça evlerinin pencerelerini normal seyir amaçlı olanlar ve güvenlik nedeniyle açılmış mavzer pencereleri olarak ikiye ayırabiliriz. Mavzer pencereleri, genellikle normal pencerelerin aksine gelecek biçimde açılmıştır.  

Seyir pencereleri ise kapılar gibi ya da lentoludur. Genelde ½ oranı görülmektedir. Pencere doğramaları ahşaptır. Kepenkler ise alt katlarda güvenlik nedeniyle saç ya da demir, üst katlarda ise ahşaptır. 

Ticari yapıların pencereleri daha büyüktür. Yer yer 1/1 oranı görülmektedir.  

Çıkmalar 

Balkonlar işlemeli demir veya profilli taş payanldalar üzerindedir. Üst katta iki pencere arasındadır. Ancak sayı olarak Foça’da oldukça nadir rastlanır. 

Çatılar 

Çatılar eğimli olup, alaturka kiremit kaplıdır. 

Sonuç 

Foça, dünden bugüne ayakta kalmayı başarmış en özgün kentlerimizden biridir. Arkeolojik değerlerinin yanı sıra, doğal güzellikleriyle korunması gereken bir ilçemizdir. 

Antik dönemde 12 İyon kentinden biri olan Foça’da, bu dönemlere ait çok sayıda eser olduğu bilinmektedir. Ancak buna karşın maddi yetersizlikler, toplum bilincinin eksikliği ve bir takım yanlış tutumları yüzünden bu değerli hazineler gün ışığına çıkartılamamaktadır.  

Yeraltı hazinelerinin yanı sıra, Foça Rum evlerinin güzel örnekleriyle doludur. Ancak bu evler de bakımsızlıktan yıkıma terkedilmeye yüz tutmuştur.  

Tüm kentsel değerlerinin yanı sıra, Foça’da doğal güzellikler de vardır. Bu nedenledir ki, Foça, 

Arkeolojik ve kentsel sitlerin yanı sıra doğal sit alanları açısından da nadir bölgelerden biridir. 

Foça, çevre koruma alanındaki konumu ilet sit alanları ile korunması için yasal altlığı olan kentlerimizden biridir. Ancak yasalar, geçmişin izlerinin geleceğe taşınması için yetmemektedir. İnsanlarımızın, tarih, kültür, kent, çevre bilincine varması gerekmektedir. 

Foça’nın, bu konuda giderek bilinçlendiği ve kentine sahip çıktığı gözlenmektedir. 

Ancak koruma kavramı, yalnızca bu nitelikleri taşıyan bölgelerin sınırlarının çizilmesi değil, bu alanların yaşamla ve insanla buluşturarak gelecek nesillere aktarılabilecek biçimde korunmasını sağlamaktır. Koruma kavramı, yaşayan bir Foça olduğu unutulmadan ele alınmalıdır. “Yaşa ve Yaşat” ilkesi temel ilke olmalıdır.  

Foça 3000 yıldır aynı topraklar üzerinde varlığını sürdürmektedir.  

Foça’ya özgün taş yapılar, yeni fonksiyonlar verilerek hem yaşatılmalı, hem de insanın hizmetine sunulmalıdır.  

Özellikle taş işçiliğinin ve mimari yapıların, geçmişi zamanımıza getirmenin ötesinde geleceğin kent dokusunun oluşmasında da katkılar sağlayacağı kuşkusuzdur. Gelecek kuşaklara estetik ve güzelliğin ötesinde, yararlı bilgiler de vereceği ddüşünülmelidir. 

Foça, bu konumuyla bütün yıkımlara karşın, geçmişin ve geleceğin buluştuğu bir kent olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.